17 Kasım 2009 Salı

7-Roma,mi amor

Her ne kadar gece 11 de internet cafe mı bulunmaz deyip ah istanbulum desemde Roma'yı ben çok sevdim.Sanırım bunda 7'den 70'e herkesin altında bir vespa (malumunuz zaafım var)görmemde etkili olmuş olabilir.
Daracık sokakları,cafeleri,her yerde burnunuza gelen tarihin kokusu ve yemek yemek yemek..
Akşama kadar bütün romayı gezdik collesuma,ispanyol merdivenlerine,aşk çesmesine..
Ama Roma beni sevmemiş olacak ki terslikler bitmemişti.Bu sefer Yelina ile ayrı evlerde misafir olacaktık.Gelin görün ki benim ev sahibim kendisini yalan edince ben deniz yine sokaklara mahkum olmuştum.Bir gece daha mıı hayırr nolamazzzzzzz
Neyse ki Yelina'nın ev sahibi sezar benide misafir etmeyi kabul etti.Yalnız yatak olmadığını,yerde yatabiliceğimi iletti.Tabii ki hemen atladım :)

Sezar anne tarafından Milanolu olan,Roma'yı hic sevmeyen, konuşkan, bir sürü soru sormayı ihmal etmeyen, bir o kadarda düşünceli, erken yaşta evlenip boşanmış tek çoçuk babasıydı.
travestere bölgesinde ardı ardına dizilmiş bir sürü restorandan birini seçti bizim için Sezar.Ah tabii seçmek hiç de kolay olmadı ,bayağ bir dolandık.Mesleğimi öğrenen herkes gibi sezarda şimdi seni öylesine bir yere götüremem dedi.Bendeniz yorgunlukan ve açlıktan ölüyor tabii bu sırada,hani önüme gelen ilk yere oturucağım az kaldı..Sonunda karar kılındı, siparişler verildi.Eh bende her türlü oburluğumu gösterdim :) Sezarın tavsiyelerini de dinledim.Bizim hanım kız mozerella salatası yemeği tercih ederken ben deniz midesine asağıda görülen şu tabağı indirdi üstüne de roma'ya has bir makarna yemeği yedim(malfadine alla romana) gözüm dönmüş olucak ki resmini çekmeyi unutmuşum :))

Sonrasında da (haliyle kendisiyle slow food muhabetti de yaptım) organik bir dondurmacıya gittik,yedik :)
O gece yorganlardan yaptığım yer yatağında -ya da yerde diyelim- yattım.Roma'daydım ,harika yemekler yemiştim,kafamı sokucak bir yerim vardı.Yerde mi yatmışım kimin umrundaaa ..

14 Kasım 2009 Cumartesi

6-Roma'nın tadı tuzu

O kadar alkolün üstüne aklım zehir gibi çalışmaya başlamış, muhabbet iyicene koyulaşmış hatta italyanca cümle kurar olmuştum.
Bedenimse yorgunluktan ölüyordu,çaresizliğimize acıyan çocuklar bizim evde uyuyabilirsiniz değince ilk iş yelinayla göz göze geldik sanki birbirimizle anlaşmışız gibi Yelina'dan tamam sesi geldi.Tabii o göz göze geliş sahnesinde emin misin ? ne yapalım ? bir şey olmaz değil mi ? sorularını sorup yelina'dan güven bana kötü bir şey hissetmiyorum sinyallerinin alındığınıda teyit edelim.
Ah Yelina sen olmasan ne yapardım ben ? :)
Oh sonunda uyuyabilecektik :))
Bir kaç bardakta biz götürelim derken çocukların "relax relax" (oturun deseler anlayamayacağız çünkü) sözleri arasında barı kapatmalarını bekledikten sonra arabaya atladık ver elini Latino :) Arabada ara ara sızdığımı hatırlıyorum buna rağmen yol çok uzun geldi.Yol boyunca artık italyanca değil latinoca kelimeler öğrenmeye başlamıştık.Tabii bir de arada geçen italyan üsülü ingilizce ortaya karışık "milka", "sugero" gibi sözcüklerde dönmüyor değildi.
Vardığımız yer zekariyaköy'ün italya versiyonuydu.Müstakil evler,yeşil bahçeler..
Ne yapsam italya'ya gidip barmaidlik mi yapsam acaba diye aklımdan geçirmedim deği hani.Hele bizimkilerin bahçelerinde dalga çiçekleri pek hoştu.
Tabii ben bu arada hala şef Alex'le iletişim kurmaya çalışıyordum ama nafile :( tek birbirimizi anladığımız nokta yemek isimleriydi.Konuşmamız aynen şöyle geçiyor;
alex :kruvasan (croissant)? ceyo :si si ah evet biliyorum ne demek istediğini..:)
Bir hazin aşk hikayeside burda biter ..

Beylerin evinde güzelce uykumuzu aldıktan sonra artık Roma'yı gündüz gözüyle görme vaktimiz gelmişti.Kedilerine teşekkürlerimizi sunduktan sonra bu sefer Latino'dan Roma'ya trenle döndük.Cappucinomuzu içip,treni beklerken hem Yelina hem ben kimsenin yüzüne bakmamaya özen gösteriyorduk.Malum yoksa yine konuşmayla geçen bir tren yolculuğu bizi bekleyecekti.Hayııır çok yorgunduk biz.Trende hülyalara dalıp uyuyacaktım ben bir kere.
Tabii her zamanki gibi planlar suya düştü.Bu seferki arkadaşımız ki -ismini hatırlayamıyorum- rustu.Bense bu büyük görevi Yelina'ya bırakıp kafamı pencereye çoktan koymuş ,Roma'da yiyeceğim yemeklerin peşine düşmüştüm.

13 Kasım 2009 Cuma

70'inde böyle olur muyum dersiniz ?


(Julia Child ve mutfağı… Fotoğraf Arnold Newman‘a aittir.)


Not : evet herkes Roma'da sarhoş olup hikayenin gerisini unuttuğumu sanıyor.Hikayemize zamansal imkansızlıklardan dolayı ara vermek zorunda kaldım.Sponsor arıyorum :)Biraz zaman borç vermek isteyen ?