23 Ocak 2010 Cumartesi

8-interrail'e devam , Floransa


İnterrail süresi boyunca en güzel zamanlarım italya'da geçti.Hele hele Roma benim için unutulmazdı.Cesera ile yediğimiz güzel yemekli akşamın ardından trende tanıştığımız Eduardo -kısaca Edo diyorduk kendisine- ile ertesi gün bulusup Roma'nın sokaklarını arşınlamaya devam ettik çok güldük çok muhabbet ettik.Kendisi sonrasında Yelina'nın cebine atacağı mesajla çok güldürecekti bizi..
Ayrılma vakti yaklaşıyordu Cesare'nin evinde bir gece daha kalıp sabah erkenden Floransa trenine binecektik.Ben Roma'yı sevmiştim arnavut kaldırımlı dar sokaklarını,evlerini her daim susadıkça kana kana içtiğimiz çeşmelerini(bir interrailci için ne büyük nimet düşünsenize)tabii ki vespaları :))-kendi vespam olana kadar bu konuda ah çekmeye devam edeceğim -
Gerçi İtalya'da en çok Floransa'yı merak ediyordum.Ama beklediğimden daha az büğüledi beni Floransa belki bu sefer yanımızda oralı bir kimse yoktu ilk defa cidden turist gibiydik biz de Yelina ile.Üstelik her yer turist kaynıyordu dışarda bir italyana raslayıp raslamadığımdan bile emin değilim.Dolayısıyla Roma'da aldığımız tadı alamadık.Yaşayan bir şehirden çok turistler için yapılmış bir şehre dönüşmüştü.

Yine de her zaman yaptığımız gibi şehri hissetmek için müzelere gitmek yerine sokaklarda dolaştık ,michelangelo tepesine cıkıp bir de ordan baktık.Sonrada Atina'da yaptığımız gibi türklüğümüzü gösterip marketten aldığımız üzüm,şarap ve peynirle Floransa'nın nadir yeşil yerlerinden birine uzanıp keyif yaptık.Tabii gelen geçen bize bakıyor yani bizden çok yaptığımıza bakıyor.Baktık 10 dk sonra japon turistlerde yanımıza uzandı sonra sola baktık aa gençler gelmiş..Bu arada karşımızda da bir kafe var hani masalar sandalyeler onlarda anlam veremiyorlar yaptığımıza sanki.Bizimse keyfimize diyecek yok.
Unutmadan yine harika bir dondurma yedim Floransa'da haliyle arada yemek de yedik bizim ki gene haşlanmış ıspanak yedi artık yorum yapmıyorum bu konuda.. :))
Sonra bir kaç kitapçıya ve tabii pazara da uğradık.Ordan kendime vespayla italya'da yolculuk ile ilgili bir kitap aldım hemen :))tabii sokada bulduğum kırmızı bir vespa'nın yanında fotograf çektirmeyide unutmadım :))

Sokakları arşınlamaya devam edelim trenlerle kaderimiz barışmıyor olsa gerek çok fena kaybolduk ,kaybolmakla beraber istasyonu bulamassak treni kaçırdık kaçıracağız.Ağzımdan çıkan tek cümle şu : dove istasyone di treni ??Amcam italyanca döktürüyorda döktürüyor Allahtan italyanlar da bizler gibi konuşurken el kol hareketlerini eksik etmiyor Velhasıl anlaşıp son dakika da olsa istayona gidiyoruz.Gidiyoruz gitmesine ama tren yok daha gelmemiş.İstasyonda başka bir sürünmece başlıyor.Birde trenin geleceği peron devamlı değişiyor bizde devamlı yer değiştiriyoruz.Saat gece 2'ye yaklaşmakta bütün günün yorgunluğu üstümüzde hafifden uyuklamışız ikimizde eh alıştık artık oturarak uyuklamaya..Kafamı kaldırıyorum sonra bizim tren gelmiş kalkmak üzere üstelik farklı peronda duruyor.Uyku sersemiyiz çok fena. Yelina'yı da uyandırıp ne olduğunu anlamdan trene koşuyoruz.Keşke kavus burda bitse ama daha yeni başlıyor.Biraz yerimizi bulmak için zaman geçiyor, tren acayip döküntü ve pis.Sonunda buluyoruz içersi karanlık perdeyle kapatılmış açıyoruz.Tam amerikan filmlerinde ki gibi kaçaklara benzer 2 siyah adam ve kendisinin 2 metreden az olmadığını düşündüğüm dev bir amerikalı.Nasıl uyuyacağız şimdi?5 saat yolculuk var Venedik'e çare yok.Böylelikle hayatımın en pis huzursuz ve yorucu tren yolcuğu başlıyor ve ilk defa yorgun olup kafamı nereye koyarsam koyayım uyuyacağımı bildiğimden seviniyorum.Asıl heyecan bizi Venedik'de bekleyen canım arkadaşlarım Luca ve Federica'yı bir an önce görmek.
Floransa'yı da tekrar görmek istiyorum.Oranın hakkını veremediğimi düşünüyorum.Eksik kaldığını hissediyorum.En kısa zamanda oralı biriyle gitmeli,kalmalı biraz.

2 yorum:

  1. Venedik'e gidecek olan o korkunç treni beklediğimiz o garip istasyonda, o gece vakti, uykumuzun arasında kalkıp ortalıkta duran çeşmede ayaklarımızı yıkadığımızı hatırlıyorum.

    YanıtlaSil
  2. hahah haklısın unutuyor insan zamanlaa bazı ayrıntıları yaaa ne kotu.üstelik ben sabunlamıştım ayaklarımı sanki

    YanıtlaSil