22 Ağustos 2009 Cumartesi

4-Her yol Roma'ya çıkarmış

Hani belki zamanla unuturum bu küçük maceramda geçen ince ayrıntıları ama Roma'yı aslaaa :)
Aslında her şey ilk başta gayet güzel başlamıştı.Sonunda italyadaydık.Ancona'dan Roma'ya giden trenimize binmiş biletci amcanın boungiorna değip biletlerimize bile doğru düzgün bakmadan geçmesine pek bir sevinmiştik.Kızımm burası Italya herkes çok rahat ne güzel :))Nerden bilebilirdik ki o rahatlığın başımıza neler açacağını...
Vagonumuzda -daha sonra istesekde istemesek de tanişacağımız-bizimle beraber bir danimarkalı çift ve perugia'da inecek 3 arnavut çocukla beraber yolculuk ediyorduk.

Tamam tamam söylüyorum ne olduğunu tam keyiflenmiş tatlı tatlı italya yollarını seyredururken trenimizin ani duruşuyla şaşırdık.Hele hele bu duruş 3 saat sürünce.İn cin top oynayan Fabiona adlı bir kasabadaydık.İstasyonu terk edemiyorduk çünkü kimse trenin ne zaman çalışıcağını bilmiyordu.Tek bildiğimiz tren raylarının bozulduğuydu dolasıyle istasyondan geçen her tren de bizim gibi raylara takılıyor ve çalışmıyordu.Ama buna rağmen trenler gelmeye devam ediyordu -anlaşıldığı üzere italyan rahatlığı devam edip diğer trenlere haber verme gereği duyulmuyordu-Bense bu arada danimarkalıları istanbula davet edip ,ingilizce bilmeyen arnavut çocuklarla -yine tek iletişim aracı olan- dillerimizde ortak kullandığımız kelimelerden bahsediyorduk.
Öte yandan 3 saate yakın bir süredir buradaydık. Roma'da hostel reservasyonumuz yoktu.İtalyan rahatlığı bize de mi gecmisti ne ?İnterraildi bu her şey her an olabilirdi buna hazırlıklıydık ama zaman geçtikçe kafamızda ki soru işaretleri daha da büyüyüp ne yapabiliriz diye düşünüyor öte yandan amannn anın tadını çıkaralım yahuuu diyorduk.

O sırada gözlerim Yelina'yı aradı bir de baktım ki her zamanki gibi Yelina iletişim becerilerini kullanmış (ah ah bu kızı işte bu yüzden çok seviyorum)2 italyanla sohbet ediyor.
ne iş yaptığını hatırlayamadığım eduardo (kısaca edo diyoruz) ve fabionolu dans hocası ismini unuttugum seker insan, hele hele istasyonun ortasında gider ayak Yelina'yla bir dans edişi var tam seğirlikti.Herhalde tren beklerken yaptığım en bol kahkalı sohbetti bu :)) Eduardo durumumuza acımış olucak ki bize roma'ya varınca arabasıyla açık internet cafe ve hostel bulmamız konusunda yardımcı olabiliceğini söyledi.Bizde anında atladık tabii bu teklife ( acil durum bu, arabasına binsek mi binmesek mi diye türk usulü paranoyalar düşünecek bir lüksümüz yoktu bu sefer )
Dans hocasına veda edip Eduorda'nın vagonuna yerleştik.Bu arada uzunca bir vakit gecmiş uykusuzluk,yorgunluk ve sinirsel endişe kat sayımızda da bir parça artış gözükmekteydi.Bunun etkileri Roma yolculuğu boyunca durduk yere kahkahalar atmamızla kendisini gösterdi.Hele hele daha önce bahsettiğim gibi yelina türkçe konuştuğunu sanıp elin adamına "gelme gelme buraya başka yere otur "deyişi ile kahkahalarımız iyicene alevlendi.Öte yandan Eduardo'nun bizi deli sanmaması gerekiyordu.Ne olur olmaz ya sonra arabasına almazsa ??? :)Kırk yılda bir ingilizce bilen bir italyana rastlamışız öyle demeyin büyük nimet !!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder